29 Ekim 2008 Çarşamba

Gidin, izleyin, izlettirin bir daha gidin...


Çok anlamlı bir zamanda geldi Mustafa filmi. Güney Doğu'da Türk bayraklı evlerin camların kırıldığı, üniversite önlerinde "anadilde" eğitim haklarının istendiği, bölücü terör örgütü başına sözde kötü muamele yapıldığını öne süren TBMM sınırlarında cirit atan teröristlerin halkı ayaklandırdığı bir dönemde geldi Mustafa. Hoşgeldi, umarım Recep İvedik'i, G.O.R.A'yı defalarca izleyenler Mustafa'ya da gereken özeni gösterirler... Tüm zamanların en çok izlenen filmi olması gerekiyor, öyle olmalı. Hiç değilse birileri farklı şekillerde de olsa "biz buradayız!" demeli...

5 Ekim 2008 Pazar

Çürük Elma


İnsanoğlu hayatının her döneminde bir şeye anlam yüklemek ihtiyacında hissetti kendini. Her şeyin bir anlamı olmalıydı. Bir neden aradı her yaptığında, çünkülerle savunulacak, anlamlaştıracak ve inanacağı güçlü bir olgusu olacaktı ve böylece kafasındaki boşlukları doldurabilecekti. Aradığımız gücü yeri gelir bilimde yeri gelir aile bağlarında yeri gelir Tanrı’da buluruz biz. Şimdi bir düşünün ne kadar çok şeyi bir nedene bağlayabiliyoruz… Her şeyin bir anlamı olmalı değil mi?

Peki ya yoksa bazı şeylerin anlamı. Ya da çünküleri çok saçma çok basit ve komikse. Mesela terör, nasıl anlatacaksınız terörü? Nasıl anlamlandıracağız? Teröre kurban ettiği yavrusuna ağlayan annelere oğlunuz öldü çünkü….. eee ne diyeceğiz??? Kader mi? Alın yazısı mı? Güldürmeyin beni… Sahi ya bizim Başbakan’ın oğlu nerede yaptı askerliğini???

Bu Arada...


Anaokulu hiç sevmeyerek Ayışığı'nda okudum...
İlkokulu Hiç sevmeden Ayazağa Işık Lisesi'nde okudum... Çok başarısızdım matematikten hep "geçer" alırdım "orta" bile olamamıştım...
Işık'ın Ortaokula geçiş sınavında sondan bilmem kaçıncı oldum ve Şişli Terakki'nin (nasıl olduysa) sınavını kazanarak Terakki'ye geçtim...
Şişli Terakki'yi de hiç sevmedim...
Orta-2 de 5 kırıkla bir kere kaldıktan sonra ikinci orta-2'imde 6 kırık getirmeyi başararak okuldan alındım ve Günaydın Lisesinde orta-2 yi bitirebildim... (Günaydın'ı bilen bilir)
Orta-3'ü şimdilerde otopark mafyasının yaktığı söylenen Gaziosmanpaşa İlköğretim Okulunda ite kakaaa bitirdim...
Lise hayatımı tekrar yoğun istek üzerine Günaydın Lisesinde bitirdim...
Bu arada Günaydın Lisesi'nin bütün rahatlığına rağmen orayı da hiç sevmedim...
ÖSS'de düşük puan almama rağmen Baba'mın doğru yönlendirmesiyle (ki bu zorla aldırdığı kararın daha sonra ne kadar doğru olduğunu gördüm...) Bilgi Üniversitesi Sahne ve Gösteri Sanatları Yönetimi Bölümünü özel yetenek sınavıyla kazandım...
Bölümümün adının uzunluğuna yakışır şekilde ingilizce hazırlık dahil 6,5 senede oradan mezun oldum...
İlk iki sene Üniversiteyi de hiç sevmedim ama sonra sanırım "DANK!! Etti"
Son dört senem boyunca bölümümde en sevilen, her işe koşan, her taşın altına elini sokan, en başarılı öğrenci asla olamayan ama en başarılı öğrenciden bile daha aranan bir adam olarak 20 senelik eğitim ve öğretim hayatımı sonlandırmış oldum...
Mezun olur olmaz askere gittiğim için mezuniyet törenim için izin kullanıp İstanbul'a geldim, nasılıım???

not: Okulu hiç bir zaman sevmedim, ama sorunun okulu sevmekle hiç bir alakası olmadığını anlayınca işler hızla değişti... Başarısız öğrencilere her zaman bir şans daha tanıyın, hala sınıfta bırakmaya feci karşıyım!!

Love Lockdown!!!


Adamım yine yapmış yapacağını, önümüzdeki günlerde çokça duyacaksınız bu yeni hiti, en iyisi siz şimdiden dinlerken sesi sonuna kadar açın ve başınızla ritme ayak uydurun...

4 Ekim 2008 Cumartesi

Yeter Artık!!!


Söylenecek söz mü kaldı? Bizim buralarda isyan etmemiz bir yere kadar, yetkililer ne zaman harekete geçecek? Ne zaman bu anlamsız, bu sonuçsuz vahşete bir çare bulacaklar?? Daha kaç ocak sönmeli?


not: görsel www.antu.com'dan alınmıştır.

2 Ekim 2008 Perşembe

Geldim!!


Nisan'dan bu yana vatani görevimi yaptığım için yazamıyordum. Bundan sonra tıpkı eskisi gibi ilginç bulduğum konularda yazmaya devam... Kendi kendime hoş geldim!!